Cilt yüzeyine uygulanan asitlerle, cildin kontrollü bir şekilde soyulması ve uyarılması işlemine kimyasal peeling adı verilir. Bu sayede ciltteki ölü tabaka uzaklaştırılır, cildin kan dolaşımı, hücre üretimi sağlanır ve kollajen doku canlandırılır.
Peeling seanslarının düzenli uygulanması sonucu;
Kimyasal peeling ile cildin epidermis denilen üst tabakası kimyasal bir ajanla soyulur. Bazal membran ( epidermisin alt katmanı ) uyarılarak cildin üst tabakasının yenilenmesini sağlar. Foto yaşlanmaya bağlı olan epidermal ve dermal hasarlar belirgin ölçüde azalmaktadır. Ortaya çıkan cilt daha parlak, daha canlı, daha renklidir ve kırışıklıkları azalmıştır.
Kimyasal Peeling yüzeysel, orta ve derin olarak 3 ayrı düzeyde sınıflandırılabilir.
Yüzeysel olanlarında kullanılan meyve asitleri, cilde donuk görünüm veren ölü hücreleri temizleyerek sağlıklı hücrelerin yenilenmesini hızlandırır ve cildin canlanmasını sağlar. Alfa-beta peelingler daha çok akneye eğilimli hastalarda tercih edilir. Yüzeysel peelingler 2 haftada bir olacak şekilde 6 - 8 seans olarak planlanır. Her seansta cildin reaksiyonuna göre konsantrasyon ve peelingin ciltte kalış süresi attırılır.
Orta peelinglerden en çok kullanılanı TCA peelingler olup işlemden sonra 3 - 7 gün ciltte kızarıklık ve soyulma nedeni ile önceden planlanarak uygulanmalıdır.
Fenol gibi derin peelingler ise özellikle kardiak risklerinden dolayı klinik ve muayenehane gibi ortamlarda kullanılmamalıdırlar.
Yüzeysel peelingte en çok kullanılan kimyasal maddeler, alfa- hidroksi asitler ( glikolik asit, laktik asit, pyrüvik asit ), beta-hidroksi asit ( salisilik asit ), Jessner solüsyonu [ %95 ethanol ( alkol ) içinde resorcinol, salisilik asit ve laktik asit ] ve düşük konsantrasyonlu triklorasetik asit ( TCA )’tir.
Tüm bu ürünler ciltte soyulmayı arttırıcı etki gösterir. Böylece hücre yenilenmesi hızlanmış olur. Derinin üst tabakası soyularak, derinin pürüzsüzleşmesi sağlanır.
Alfa- hidroksi asitlerin % 35 - 90’luk ve beta hidroksi asitin ( salisilik asit ) %20 - 30’luk yüksek konsantrasyondaki formülleri, tedavide kullanılır.
Doktor kontrolündeki bu uygulamada, asit solüsyonu deriye sürülür birkaç dakika beklenir ve daha sonra yıkanarak ciltten uzaklaştırılır. Bu uygulamalar, 1 - 4 hafta aralıklarla yapılır. Hem sivilce tedavisinde, hem de tedavi sonrası izlerin giderilmesi amacıyla uygulanmaktadır. Oldukça faydalı bir tedavi yöntemidir.
Alfa-hidroksi asitlerin % 5 - 20’lik ve beta- hidroksi asitin ( salisilik asit ) % 2’lik krem, losyon ve jel şeklinde evde uygulamaya yönelik ürünleri mevcuttur. Sivilce tedavisine yardımcı olarak veya peeling tedavisi sonrası bakım amacıyla kullanılır. Ayrıca yağlı ciltlerde yağ kontrolü ve yağlanmanın getirdiği hafif sivilceleri geçirmek için de önerilmektedir.
Bu ürünler cildi soyarak yeniler, gözeneklerin temiz kalmasını sağlar ve böylece sivilceye engel olur. Beta hidroksi asit ( salisilik asit ) ayrıca iltihap dindirici özelliğe sahiptir.
Alfa-hidroksi asitler ( AHA ), bazı besinlerin yapısında bulunan doğal organik asitlerdir. Glikolik asit şeker kamışından, laktik asit ekşimiş sütten, sitrik asit, pyruvic asit ve malik asit çeşitli meyvelerden, fitik asit pirinçten elde edilir. Cilt bakım ürünü olarak hidroksi asitlerin kullanımı, Cleopatra kadar eskilere dayanmaktadır. Cleopatranın, yüzüne ekşimiş süt sürerek gençliğini koruduğu söylenmiştir.
AHA ile peeling, cildi yumuşatır, canlandırır. Ayrıca günlük aktivitelerinize ve iş yaşamınıza rahatlıkla devam edebilirsiniz. AHA peelingleri, ince çizgilerin giderilmesi, kuruluk giderme, leke ve sivilce tedavisinde kullanılabilir.
AHA içeren solüsyon, temiz bir cilde uygulanır. Bir kaç dakika bekletilir ve yüz yıkanır. Bu işlem 10 dakikadan uzun sürmez. İşlemden sonra güneşten koruyucu krem sürülür. Tedavi seansları 1 - 4 hafta aralıklarla uygulanabilir. Ortalama 6 - 10 tedavi seansı gereklidir.
Tedavi arasındaki sürelerde günde bir veya iki kez retinoik asit veya düşük konsantrasyonlu AHA’lı kremler ve yıkama jellerinin kullanılması tedavi etkinliğini arttırmaktadır.
AHA peeling batma hissi, kızarıklık, tahriş ve kabuklanma yapabilir. Bu yan etkiler geçicidir. Bu tedavi yöntemi cilt tipi ve yapısına göre uygulanırsa yan etkiler pek fazla görülmemektedir.
Glikolik asit dermatologların ve estetik cerrahların ofislerinde en sık kullandıkları AHA olup, popüler adıyla öğle yemeği soyucusu olarak bilinir. Çünkü hastaya bir öğle yemeği saatinde uygulanabilir ve hasta herhangi uygulama belirtisi olmadan işine dönebilir. Uygulama kolaylığı nedeniyle glikolik asit, yüzeysel kimyasal soyucular içinde en yaygın kullanılan üründür.
Sivilce ve izlerinin tedavisi dışında, kırışıklık ve cilt yenileme tedavisinde de kullanılmaktadır. Yapılan çalışmalarda, histolojik olarak deride kollajen yoğunluğu ve elastik liflerin kalitesini arttırdığı gözlemlenmiştir. Yaşlanmayla beraber kollajen sentezi azaldığına göre, kollajen sentezinin arttırılması, yaşlanma sürecinin geciktirilmesinde etkili olabilir. Bu etki aynı zamanda, sivilceden kaynaklanan deri izlerinin iyileşmesini hızlandırabilir.
Laktik asit, pek çok ev ürününde ve nemlendiricide bulunan popüler bir AHA’dır. Laktik asitin, derinin doğal nemlendirici sistemine ait olduğuna dair hipotezler vardır. Laktik asit, yüzeysel etkisi ile deri kalınlığını, deri sıkılığını ve nemini arttırmaktadır.
Elmadan elde edilen pyruvik asit peelingleri sivilce tedavisinde etkili bulunmuştur.
Aynı zamanda salisilik asit olarak da bilinen beta hidroksi asit ( BHA ), dermatologlar tarafından sıklıkla kullanılan kimyasal soyucu bir ajandır.
Kimyasal peeling amacı ile, salisilik asitin %20’lik ve veya %30’luk konsantrasyonları tercih edilmektedir. Bu soyucular kahverengi noktaları soldurur, yüzeysel pürüzleri ve ince çizgileri azaltmaktadır.
Salisilik asit, AHA’lar gibi, deri soyulmasını ve yenilenmesini arttırır. Ayrıca AHA’dan farklı olarak, iltihap yatıştırıcı özellikleri vardır. Salisilik asit, AHA’ya göre işlem sonrasında daha az tahrişe neden olmaktadır. Sivilce ve rozaseli hastalarda, salisilik asit geleneksel sivilce tedavisi ile kombine edilir. İltihap dindirici özelliği nedeni ile komedon ve kırmızı papüllerin daha hızlı gerilemesini sağlar.
Salisilik asitin yağda çözünür oluşu, salisik asiti AHA’lardan ayıran diğer bir özelliktir. AHA’lar suda çözünür ve komedolitik etki göstermez. Bu nedenle, lipofilik etkisinden dolayı salisilik asit, AHA’lara göre güçlü komedolitik özelliklere sahiptir.
Salisilik asit, gebe, emziren veya salisilat alerjisi olan olgularda kullanılmamalardır.
Pek çok ev bakım ürünü formüllerinde salisilik asit bulunmaktadır. Reçetesiz satılan salisilik asitli kremler, genellikle %2 salisik asit içerir. Sivilce tedavisinde etkin ürünler olarak etiketlendirilirler. Bu ürünlerin de, gebe, emziren veya salisilat alerjisi olan kişilerde kullanmaması uygundur.
İlk olarak Dr. Max Jessner, bu ürünü formüle etmiştir. Jessner solüsyonu, %95 ethanol ( alkol ) içinde resorcinol, salisilik asit ve laktik asit içerir.
Jessner solüsyonunun soyma derecesi, diğer kimyasal peeling ajanları ile birlikte kullanılmasına göre ve kaç kat sürüldüğüne göre değişmektedir. Jessner solüsyonu uygulama sonrası, su ile yıkanması gerekmez. Diğer kimyasal peelinglerle kombine edilebilir. Jessner solüsyonu uygulandıktan sonra, soyulmanın derinliğini arttırmak için TCA sürülebilir ve orta derinlikte peeling yapılabilir.
Jessner solüsyonu oldukça güvenlidir. Ancak koyu renkli ciltlerde dikkatli olunmalıdır. Kahverengi leke yapma riski vardır. Ayrıca içindeki resorsinol nedeni ile alerjik reaksiyon gelişebilir. Alerjik reaksiyon uygulama sonrası uzun süren kızarıklık ve ödem şeklinde olur. Alerjik reaksiyon kortikosteroidli kremlerle tedavi edilebilmektedir.
Triklor asetik asit ( TCA ):
TCA, %20 - 50 arası konsantrasyonlarda kullanılabilir. En çok orta derinlikte peeling yapma amacı ile kullanılır.
Cilt temizlendikten sonra yüze dikkatli bir şekilde TCA sürülür. İlk sürüldüğü anda şiddetli bir yanma hissi olabilir. Bir vantilatör yardımı ile bu his hafifletilir. Kısa sürede, yanma hissi kaybolur.
Tüm yüz TCA peeling, 15 dakikadan fazla sürmez. İstenilen sonucu almak için, iki veya daha fazla seans TCA peeling yapılabilir. Seans aralıkları birkaç ay olmalıdır. Ancak hafif TCA peeling, aylık aralıklarla uygulanabilir. Tedaviden sonra güneşten koruyucu krem uygulanır.
Fenol en kuvvetli kimyasal solüsyondur. Derin kırışıklık, leke ve iz giderilmesi, kanser öncüsü lezyonların tedavisinde kullanılır. Fenol, yüz bölgesinde kullanılır. Boyun ve diğer vücut bölgelerinde iz bırakabilir. Ayrıca esmer tenli kişilerde uygulanan bölgelerde renk açılması yapabildiğinden, çok düşünülerek uygulanması gerekir. Kalp ritmi üzerine de yan etkileri olabilmektedir.
Tüm yüz fenol uygulaması, 1 veya 2 saat sürer. Ancak küçük alanlara uygulanırsa, örneğin üst dudak gibi, 10 - 15 dk sürmektedir. Tek tedavi yeterlidir. Fenol peeling sonrası tedavi alanına vazelin veya tedavi edici örtüler konur.
İşlem sırasında ve sonrasında geçici olarak hafif yanma hissedilebilir, ancak kişi normal aktivitesine devam edebilir. Uygulama bölgesini güneşten korumanız, solaryumdan kaçınmanız, yüksek faktörlü koruyucu kremler kullanmanız gerekiyor. Almakta olduğunuz ve almayı planladığınız ilaçlar hakkında da mutlaka doktorunuza danışın. Cildin soyulma işlemi ardından çok iyi korunması gerekiyor. Kış mevsimi bile olsa peeling ardından yüksek dereceli güneşten koruyucu ürünlerle hassaslaşan cilt korunma altına alınmalıdır. Peeling uygulamalarından önce, özellikle hassas ciltlerin soyma işlemine hazırlanması için bir ön bakıma ihtiyacı vardır. Soyma işleminin yapılacağı ciltte kapanmamış sivilce ve yaraların ya da benzer hasarların olmaması gerekir. Soyma işlemi bu durumlarda iyileşme sağlandıktan sonraya ertelenmelidir. Esmer tenlerde soyma işleminin lekelere yol açma olasılığı göz ardı edilmemeli, peeling uygulamasından sonra güneşe asla çıkılmamalı ve güneşten koruyucu yoğun bir ürün kullanılmalıdır.
Peeling uzman bir hekim tarafından yapılırsa yan etki olma olasılığı çok düşüktür.
Başlıca yan etkiler şunlardır: